İki Şehrin Hikayesi - Charles Dickens

Charles Dickens'ın dünyaca ünlü kült romanı İki Şehrin Hikayesi hakkında yazılmış tanıtım yazısı
İki Şehrin Hikâyesi Dünya edebiyatının önemli klasiklerinden biri. Charles Dickens’ın en önemli kitabı olarak kabul ediliyor. 1859 yılında yayınlanmış, 170 yaşını aşmış bir roman elimizde. Dünyada en çok satılmış roman olarak anılıyor.    
Kitap Fransız İhtilali yıllarında yaşanan olayları konu alıyor. Kitaba adını veren iki şehir Paris ve Londra kitapta iki şehre daha güçlü bir vurgu, iki şehrin etraflı tasvirlerini bekliyordum ama bulamadım. Bu yönüyle kitabın ismi biraz havada kalmış desem çok mu cüretkar davranmış olurum. Sonuçta kapı gibi bir klasik değil mi İki Şehrin Hikâyesi.

Kitap kadın kahramanımız Lucie’nin babası Doktor Manette'in hikayesiyle başlıyor. Bu hikaye bütün kitaba siniyor ve hemen her sayfayı etkiliyor. Lucie ve Charles Darney’in (nam-ı diğer Evremonde) aşkı, anılması gereken bir diğer hikâye. Charles Darney'le, yazarımız Charles Dickens'ın isimlerinin baş harfleri aynı. Bunu Dickens'ın özellikle yaptığı ve benzer gönül sıkıntıları çektiği için yaşadıklarını kahramanı üzerinden anlattığı biliniyor. 

Fransız Devrimi'nin iki yönünü görüyoruz romanda. Önce soylu kesimin alt tabakayı nasıl ezdiği gözler önüne seriliyor. Devrimden sonra ise roller değişiyor. Dünün ezilenleri bugünün zalimleri olup çıkıyor. Hem de ne zalim…

Tabii zalim, zulüm deyince Fransız İhtilali’nin parlak buluşu giyotini ve insanları giyotine götüren mahkemeleri anlatmak gerekli. Sonucu önceden belli, insanın neredeyse hiçbir şansının olmadığı mahkemeler… Sanık ne derse desin karşısında çoktan kararını vermiş insanlara etki etmiyor. Ve sonuç giyotin!

Giyotin için kitaptaki benzetme çok enteresan: “Giyotin Hanım’a, o bitmek tükenmek bilmez susuzluğunu gidersin diye kırmızı şarap niyetine ikram edilmek üzere…” Her gün elli, altmış kişi giyotine ikram ediliyor. Fakat onun susuzluğu dinmek bilmiyor. 

Kitabın giriş cümlesi de edebiyat tarihinde çokça söz edilmiş roman girişlerinden. Şöyle ki: "It was the best of times, it was the worst of times” (Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü)" Sözü edilen döneme 'terör Dönemi' ismi verildiğinin de altını çizeyim. 

Charles Dicken'ın en önemli romanı İki Şehrin Hikayesiyle ilgili yazı
Charles Dickens

Kitabın özellikle ikinci yarısından sonrası okuyucuyu sürüklüyor. İlk yarısı kahramanları tanımamız için yazılmış uzun giriş bölümleri adeta. Bu kitap ne zaman başlayacak hissi oluşuyor okurken.

Son kısımda üst üste çözülen düğümler baştaki uzun girişi unutturacak kadar güzel. Defarge Ailesi, Jacquesler, Miss Pross ve finalde Sydney Carton (ki kendisi candır.) karakterleri kitabın diğer önemli isimleri.

İki Şehrin Hikayesi orijinal adıyla A Tale Of Two Cities ailece (!) okunabilecek güzel bir kitap.

“Özgürlük, eşitlik, kardeşlik ya da ölüm!” o dönemin sloganı olarak kitapta sıkça geçiyor. Ama özgürlük, eşitlik ve kardeşlik bir türlü gelmiyor. Demek ki slogan atmakla özgürlük, eşitlik gelmiyormuş.

İyi okumalar…


İki Şehrin Hikâyesi
Charles Dickens
İş Bankası Yayınları
Çev: Didar Zeynep Batumlu

Yorum Gönder

0 Yorumlar