Vahşetin Çağrısı - Jack London

Amerikalı yazar Jack London’ın önemli kitaplarından biri Vahşetin Çağrısı. Kitaba girmeden önce Jack London hakkında birkaç satır bilgi vereyim: 1876-1916 arasında yaşadığı kırk yıllık hayatına elliden fazla eser sığdırmış bir yazar Jack London. Annesiz babasız büyümüş. On beş yaşında mecburiyetten denizcilik yapmaya başlamış. Dilencilik yapacak kadar fakir düşmüş, büyük zorluklar yaşamış. Daha sonraysa hayat tarzını değiştirip okula dönmüş. Önce liseye sonra üniversiteye gitmiş. Yirmi bir yaşında altın aramak amacıyla gittiği Kanada’da yazarlığa başlamış. Ardı ardına kitaplar yayımlamış. Kırk yaşındayken sürdüğü zor hayatın vücudunda yol açtığı bir hastalıktan dolayı ölmüş. Jack London'ın hayatı da başlı başına bir roman aslında. 

Yazarının tanınmasını sağlayan Vahşetin Çağrısı, Amerika'dan Kanada'ya uzanan macera dolu bir roman. Tıpkı Jack London’ın hayatı gibi… Kahramanımız Buck, annesi İskoç çoban, babası Saint Bernard cinsi melez bir köpek! Bunu duyunca kitabı okumaktan vazgeçmek isteyebilirsiniz.  Bende öyle oldu ama  ortaokul çağındaki erkek çocuklarının ilgisini çekecek bir hikâye diye düşündüğüm kitabın sayfaları arasında ilerledikçe fikrim değişti. Buck önemli bir mücadelenin simgesi oldu gözümde.

Zengin bir ailenin rahat şartlarında güzel bir hayat sürerken bulunduğu yerden koparılıp Kanada'ya kaçırılan Buck, geride bıraktığı o güzel hayattan sonra kendini birden kızaklara koşulan bir köpek olarak buluyor. Mücadeleyi hiç bırakmayan savaşçı yapısıyla kendini sevdiriyor ve çok zor şartlara rağmen asla pes etmiyor. -50 -60  derecelerde günlerce aç yaşıyor, insanlar ve diğer köpeklerden dayak yiyor ama asla yıkılmıyor.

Yukarıda anlattığım gibi ne kadar zengin bir hayatın, rahat bir yaşantının içine doğsan da gün gelir tabiatın seni bulur.  Belki sen onu çağrısını duyar ve ona gidersin. Kitabın mesajlarından biri de bu cümle. Etkileyici bir mesaj! Buck’ın tabiatı da vahşilik, vahşi yaşam. Kaçırıldığı yerde bu çağrıya uyuyor kahramanımız. Tabiatının peşinden gidiyor. 

Kitabın adındaki “vahşet” kelimesi aslında durumu tam yansıtmıyor. Tamam, vahşilik demek vahşet ama. Günün değişen dili içinde vahşet çok daha çirkin bir anlama bürünmüş durumda. Özgün adı The Call of the Wild da aynı anlama geliyor  ama yaşayan bir dilin içindeki kelimelerin zaman içinde farklı anlamlar kazanmaları o dilin bir cilvesi olsa gerek.  Yine de üzerinde düşünülmeli. Vahşetin Çağrısı denilince akla ister istemez katiller, caniler, kana susamış varlıklar akla geliyor. Belki de bilerek bu isim seçildi. Sonuçta merak uyandıran bir isim…

Vahşetin Çağrısı 108  sayfalık, kendini kolayca okutan, güzel bir kitap. Hayvan hikâyelerinden hoşlanıyorsanız kaçırmayın, derim. Benim gibi pek ilginizi çekmiyorsa hemen kenara itmeyin. Sevebilirsiniz.

 İyi okumalar…

Vahşetin Çağrısı
Jack London
İş Bankası Yayınları
Çeviri: Levent Cinemre
108 Sayfa


Yorum Gönder

0 Yorumlar