Mücella - Nazan Bekiroğlu

Nazan Bekiroğlu'nun Mücella romanı hakkında blog yazısı
Edebiyat okurken bir hocamız “Yazarın ne anlattığı değil, nasıl anlattığı önemlidir.” derdi. Bu cümle Mücella romanı için söylenmiş değil elbette ancak tam da böyle bir eser için söylenmiş olmalı. Birçok insanın yaşadıklarını kabataslak yazsak ve “Biri roman olacak, seçin.” desek sıralamada belki de son sırayı Mücella’nın hayatına veririz. İşte öyle bir hayat Mücella’nınki. Roman olacak o son hayattan yazılan güzel bir roman Mücella. Elinize sağlık Nazan Bekiroğlu.

Kitabın kapağındaki dikiş makinesi fotoğrafından da anlaşılıyor: Mücella bir ev hanımı. Kumaşlar, dikişler, her türlü el işi, bugün ömrünü çoktan doldurmuş süslemeler, çeyizlikler romanında çokça anlatılmış. Birçoğunu çocukluğumdan annemin komşularıyla yaptığı sohbetlerden hatırlıyorum ama ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. Unutulup gitmiş ne çok el emeği, göz nuru…

Dikkatimi çeken diğer husus Trabzon özelinde şehirlerimizin yaşadığı değişim. Müteahhit zihninin canını okuduğu kültür varlıklarımız ve birer moloz yığınına dönen şehirlerimiz… Bahçeli, ağaçlı, çardaklı müstakil evlerimiz ve oralarda geçen tatlı çocukluğumuz aklıma geldi kitabı okurken sonra da apartmanlara hapsettiğimiz kendi çocuklarımız…
Ve Türkiye! Mücella'nın yaşantısı boyunca bir türlü durulmak bilmeyen çalkantılı ülke… “İyi ki bugün…” diyeceğim ama ne hikmetse çalkantılarla yaşamak hayatın normali olmuş bu ülkede. Sakin, rahat bir hayat sürsek canımız sıkılacak sanki. Kargaşa, keşmekeş hayatımızın rutini! “Neyi yanlış yapıyoruz? Niye bir türlü düze çıkamıyoruz?” gibi soranı yıpratmaktan başka işe yaramayan sayısız soru…
Nazan Bekiroğlu'nun kendi hayatı da var eserde. Ne kadar kurgu ne kadar gerçek bilemiyorum. Kitapla ilgili yapılmış söyleşilere bakıp büyüsünü bozmak istemedim. Ne de olsa Trabzon onun şehri.
Bazı münazaralık sorular da çıkartılabilir romandan: Apartman hayatını mı, müstakil ev mi? -Pekâlâ gecekondu diyebiliriz Mücella'nın yaşadığı eve. Gerçi dededen kalma ama.- Aile hayatı için kadının çalışması mı, çalışmaması mı?
Bütün bu satır arası çağrışımlarla güzel bir Nazan Bekiroğlu romanını daha okudum. Tavsiye ederim.

0 Comments:

Yorum Gönder