Korkuyu Beklerken - Oğuz Atay

Ali Yüksel
0

Korkuyu Beklerken - Oğuz Atay
Oğuz Atay'ın sekiz öyküden oluşan kitabı Korkuyu Beklerken. Yaşadığı ve de yazdığı dönemde kıymeti tam olarak anlaşılamayan bir isim Oğuz Atay. Bugün daha çok tanınıyor ve okunuyor. Önsözden okuduğum kadarıyla yaşadığı dönemde Oğuz Atay’ın pek rağbet görmeyişi şöyle açıklanıyor: Yaşadığı dönemde toplumcu yazarlar öne çıkmıştı. İnsanlar siyasetle fazlasıyla ilgiliydiler. Oğuz Atay’da ise siyaset ve toplumcu fikirler hiç yok.  O daha çok toplum dışına itilmiş, “Tutunamayan” kişilerle ilgilenmiş. Bu yüzden yaşadığı dönem okuru onu pek tutmamış!

Tutunamayanlar romanı malumunuz yazarın en meşhur kitabı. Korkuyu Beklerken’de yine tutunamayan karakterler başrolde. Hatta bir iki öyküyü ayırırsak öyküler aynı kahramanın başından geçiyor denecek kadar benzer tipleri merkeze almış.

Korkuyu Beklerken öyküsünün kahramanı gizli bir mezhepten tuhaf bir mektup alıyor.  Sonrasında olaylar aynı gariplikte devam ediyor. Bir Mektup ve Ne Evet Ne Hayır öyküleri tabir yerindeyse müthiş matrak hikâyeler. Okurken eğlendim. Babama Mektup öyküsü hayatı boyunca babasının gölgesinden kurtulamamış bir evladın babasının ölümünden iki yıl sonra ona yazdığı bir mektup. Ve diğerleri…

Akıcı, kendini okutan bir tarzı var öykülerin. Günümüz edebiyat dünyasında kitap tanıtım metinlerinde şöyle bir ifade kullanılıyor. Benzeri bu önsözde de kullanıldığı için alıyorum: “Yalnızlık ve başarısızlık ortak yazgısıdır öykü kahramanlarının. Bu kişiler aydın olsalar da olmasalar da genellikle bir isyan halindedir. Çevrenin onlara tahmil ettiği (yüklediği yani) koşulları kabul etmemekte, direnmekte ama ne yapacaklar bilememektedirler…” Bu tarz bir sunuşla tanıtılan kitaplar -genelleme yapmak istemem ama- okuyucuyu zorlayan, ayrıntılara odaklanıp ortalama okuyucunun canını okuyan eserler oluyor. Ben de bu cümleleri görünce eyvah, dedim fakat Korkuyu Beklerken böyle bir kitap değilmiş.

Oğuz Atay'ın hemen her hikâyesine sinmiş ironik bir üslubu var. Bu da öyküyü eğlenceli kılıyor. Yazarın okuyucusuna kendini kanıksatmış, ona has bir tarzı bu. Keşke daha uzun yaşasa ve daha çok yazabilseydi yazarımız.

Öykülerde parantezler ve ara sözler sıkça kullanılıyor. Anlatımı böyle renklendiriyor Oğuz Atay. Bu ifadeler özellikle Ne Evet Ne Hayır öyküsüne harika oturmuş.

“Ben buradayım sevgili okuyucu sen neredesin acaba?” Kitapların giriş cümleleri çok konuşulur. Hem bizim edebiyatımızın hem dünya edebiyatının giriş cümlesi çok konuşulan birçok romanı vardır. Bizden hemen aklıma geliveren ikisi var. Dar Zamanlar Üçlemesi’nin ikinci kitabı Bir Düğün Gecesi’ne Adalet Ağaoğlu şöyle başlıyor: “Intihar etmeyeceksek içelim bari!” Çok konuşulan diğer giriş cümlesi de Orhan Pamuk'un Yeni Hayat romanına ait: “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Korkuyu Beklerken’in ise son cümlesi kitabın kendinden daha çok biliniyor. Paragrafın başında vermiştim: “Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?”

Oğuz Atay sizi çağırıyor. Ben sıramı savdım. Sıra sende!

Korkuyu Beklerken gerçekten güzel kitap.  Herkese tavsiye ederim.

İyi okumalar…

Korkuyu Beklerken
Oğuz Atay
İletişim Yayınları
178 Sayfa

 

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)